Marcus Bleasdale, dünyanın önde gelen belgesel fotoğrafçılarından biridir. Çalışmalarını, dünya genelindeki siyaset yapıcıları etkilemek için kullanmaktadır. İnsan hakları ihlalleri ve uyuşmazlıkları konu alan çalışması, ABD Senatosunda, ABD Temsilciler Meclisinde, Birleşmiş Milletlerde ve Birleşik Krallık Kamaralarında gösterilmiştir.
Marcus’un çalışması ayrıca New Yorker, The New York Times, The Sunday Times Magazine, The Telegraph Magazine, Stern, Le Monde, TIME Magazine, Newsweek ve National Geographic Magazine’de de yayınlanmıştır.
Sergileri, “The Rape of a Nation – Bir Ulusun Tecavüzü” Federal Bina New York (2006), Merkez Kütüphane, Chicago (2006), Soykırım Müzesi, Los Angeles (2006), Visa Pour L’Image (2007), Nobel Barış Merkezi Oslo (2007), Dışişleri Bakanlığı Fransa (2008), Henie Onstad Kunstsenter, Oslo (2009), ABD Senatosu (2009), BM (2009), Birleşik Krallık Kamaraları (2010) ve ABD Temsilciler Meclisi’ni kapsamaktadır. İki kitap yayınlamıştır: “One Hundred Years of Darkness – Bir Yüzyıllık Karanlık” 2002 ve “The Rape of a Nation – Bir Ulusun Tecavüzü” 2009.
Marcus, UNICEF Yılık Fotoğrafçısı Ödülünü (2004), OPC Olivier Rebbot En İyi Yabancı Haber Ödülünü (2005), Yılın Magazin Fotoğrafçısı Ödülünü POYi (2005), Alexia Vakfı Dünya Barışı Ödülünü (2005), Dünya Basın Ödülünü (2006), Norveç İfade Özgürlüğü (2007), Japon Günleri (2009), Fotoğraf ve İnsan Hakları Antropoloji Ödülünü (2010), Hansel Meith Ödülünü (2010) ve Yılın Fotoğraf Kitabı Ödülünü POYi (2010), Norveç İfade Özgürlüğü (2011), Webby Ödülünü (2011), “Dear Obama – Sayın Obama” başlıklı Haber ve Politika ödülünü kazanmıştır. 2012′de Marcus’un MSF için olan filmi diğer VII fotoğrafçı ile birlikte Emmy’e aday gösterilmiştir.
The Rape of a Nation – Bir Ulusun Tecavüzü
Ve son olarak, bizim gibi narin kişiler için ne kadar acı verici olursa olsun ve Kongo’nun hasta insanları her ne kadar zorlu görünse ve her ne kadar şefkatten uzak görünse de bizler, Darfur ve diğer cehennemlerin yüzünü hissedebiliriz, bakışlarımızı asla uzağa çevirmemeliyiz. Aslında bakmak, bu kitabın bize söylediği bizlerin ahlaki görevidir. Acıları sadece toplantı odasındaki prizmalardan veya bilgisayar ekranlarından gözlemlemek, temel yolları şefkat ve eylem arasında ayırmaktır.
Kongo’da devam eden insani trajedi sadece istatistik değildir. Bu devam eden insani bir trajedidir. Her gün bin dört yüz elli trajedi gerçekleşmektedir. Yetim kalanları, yakınlarını yitirenleri, dul kalanları ve tek bir ölümle hayattan budanmış tüm dalları dahil ederseniz bundan daha fazla sayılamayacak bir rakama erişirsiniz. Bu kitabın anlattığı dünyada doğma bedbahtlığı bizde olsaydı bu kişiler siz ve ben ve bizim çocuklarımız ve ailelerimiz olurdu.
Ancak Kongo’nun, birinci elden öğrenmediyseniz teslim etmesi zor bir sırrı vardır. Dikkatli bakın ve bunu bu sayfalarda bulacaksınız: en kötü zamanlarda bile bir ruhun eğlencesi ve bir hayat aşkı, şımartılmış Batılıyı bırakın ve kelimelerin ötesinde mütevazi kalın. – John le Carre
This post is also available in: İngilizce